27 Aralık 2009 Pazar

Elif Şafak'ın bugünü...

Şafak'ın romanları dünyaca ünlü yayınevleri Farrar, Straus and Giroux, Viking ve Penguin
tarafından yayınlandı.
Bu yüzden kimi çevrelerce ''batı yanlısı'' olarak lanse ediliyor; tabi bunda ''Baba ve Piç'' adlı romanında Türk ve Ermeni ilişkileri üzerine kurduğu cümlelerin de payı büyük.
Sonuç olarak Türk kamuoyunda Şafak'a antipati duyanların sayısı da az değil. Resimde davanın görüldüğü günlerde posterini yırtan bir teyzemiz var; oldukça kızmışa benziyor:)

 Baba ve Piç romanında yazdıkları başına çok iş açtı Şafak'ın, bence yorumlarken ne çok acımasız olmalıyız, ne de Elif Şafak'ın bugünkü popüleritesinin bir kısmını bu tepkilere borçlu olduğunu unutmalıyız...

Bütün bunlara rağmen Elif Şafak'ın yazarlık konusundaki başarısı da su götürmez bir gerçek.
En azından popüler bir yazar olduğunu herkes kabul ediyor..
''Aşk'' adlı romanı da 2010'un Şubat ayında ''The Forty Rules of Love'' adıyla Amerika'da yayınlanacakmış.
Doğrusu bir bayan olarak gururlanmadım değil; tabi yayınlandıktan sonra ne kadar satar ya da bestseller olur mu bilemem:)

Romanlarının yanısıra Pazar günleri Habertürk Gazetesi Pazar ekinde ve Perşembe günü Habertürk Gazetesi'nde yazıları çıkıyor. 1 Mayıs'ta Habertürk'e transfer oldu. Daha önce Zaman'da yazan Şafak, yine duygusal bir yazıyla köşesine veda etti; Zaman' daki son yazısından kesitler:
(...)Buruk bir yazı bu. Kaleme alması zor bir yazı. Uzun zamandır salı günleri yazdığım bu köşeye artık veda ediyorum. Bundan böyle bir başka günlük gazetede düzenli olarak yazmaya başlayacağım. Kolay bir karar olmadı bu. Ya da öylesine verilmiş. Çok düşündüm, tereddüt ettim. Ama sonra hayatın önüme getirdiği bu değişikliğe itimad ederek kalbimi açmaya karar verdim.
Bazen ayrılmak, "terk etmek" demek değildir. Bu köşenin sevgili ruhdaş okurlarının beni anlayacağını umuyorum. Her birine baki selam, dostluk ve muhabbetle... şükranla...

Şafak'ın Habertürk'e transfer olduktan sonraki ilk yazısı da hayli dikkat çekiciydi: ''Ya karım bana aşık olursa'' Başlıktan da anlaşıldığı gibi aşk ve evliliklerden bahsediyor.
İşte o yazının en dikkat çekici bölümlerinden biri:
(...) Karımın mutsuz olduğunu hissedebiliyorum ama aslında ben ondan daha mutsuzum ve bunu ona söyleyemiyorum. Soğuk bir adamım ben. İşime dört elle sarılıyorum. Bir gün gelecek, artık beni sevmeyecek. Bundan neredeyse eminim. Günün birinde bana olan aşkı sona erecek. Tek temennim –ve tesellim- bir başkasına aşık olmaması.”
Adam uzun zamandır evli. Evleneli o kadar çok sene olmuş ki evli olmadığı dönemleri hatırlamakta zorlanıyor artık. Sahiden o muydu o heyecanlı, hevesli, biraz da hayta delikanlı? Sahiden o muydu tüm dünyaya meydan okumak isteyen o tıfıl yürek? Ne zaman yitirdi o genç adamı? Bir daha görememecesine...

Veda ederken ayrılığı, merhaba derken de aşkı seçmek oldukça güvenli...
Elif Şafak insanoğlunun en kırılgan olduğu noktalardan daha çok iş çıkaracağa benziyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder